Hiç kimsenin bilmediği
Ve anlayamayacağı bir isyandır
Gözlerimde taşıdığım ateş,
Nedenini en son söyleyeceğim...
Yasaklı coğrafyaların
Gelip gitmelerinden kalan
Ayak seslerine tıkadığımdan beri kulaklarımı,
İsyankâr ruhumu çıkarıp yaktım
Üzerindeki kan lekesi çıkmayacak bir gömlek gibi.
...........................
Sayısız yanılsamaların öğretmiş olması gerekirken
Şu aciz parmaklarıma yokluğunu,
Hala alışamadım.
Gitmeleri anlatmaya çalıştığının farkındayım
İmkânsız aşkıma.
İnat ve isyanla inkâr ediyorum g/özümün gördüğü gerçeklerini.
........................
Boğazıma sevdan takılıyor her nefesinde sensizliğin,
Benliğimden beklenmeyecek bir yüzsüzlükle
Hala sen soluyorum yokluğunda.
Yarım kalan hiçbir hikâyenin
Devamının yazılamayacağını öğrendim artık.
Demiştim ya kendi hikâyemi yeniden yazabilseydim diye.
Başaramadım.
Ama çok sorguladım;
Ruhumun açlığından belki de
Her gördüğüm sevgi kırıntısına
Koşulsuz bir teslimiyetle sığınışım.
Yetiştirme yurtlarının
İstismar edilen kimsesiz çocukları gibi
Geceleri yastığıma sarılıp ağlamalarımsa
Hep aynı kandırılmışlığın farkındalığı.
Bundan sonra da______________
Dokunma sakın bir daha ruhuma;
Aciziyettir bunun adı.
Başka hiçbir halt değil.
Daha tüyleri bile tamamlanmamış yavrusunu
Yuvadan atan bir kuşun gaddarlığına eş değerdir.
Dokunma bedenime
Cehennem ateşi taşıyan o ucube parmaklarınla,
Zihnim yerle yeksan zaten
Her yaşanan gün de
Bir öncekinin iz düşüm noktası nasıl olsa.
Görmezden geldiğinden beri sana biriktirdiğim intiharları;
İsimsiz intikamlar doğuruyorum
Tanımadığım evlerin kapılarına bırakıp kaçtığım.
Hiç birini de bir daha aramıyorum.
Elimi daldırdığım su kana dönüşüyor.
Rivayete göre lanetlenmiş bedenim.
Gizlenebileceği bir sebep arıyorum bu depresif gülüşlerimin,
Bulamıyorum...
Git gide bir şeytana dönüşüyor suretim;
Önce avurtlarım çöküyor.
Ardından ateş topu oluyor gözlerim.
Kapısında seni bekliyorum
Bana yarattığın bu cehennemin.
6`Şubat`2009 Aydın...
Aylin Başdemir
Ve anlayamayacağı bir isyandır
Gözlerimde taşıdığım ateş,
Nedenini en son söyleyeceğim...
Yasaklı coğrafyaların
Gelip gitmelerinden kalan
Ayak seslerine tıkadığımdan beri kulaklarımı,
İsyankâr ruhumu çıkarıp yaktım
Üzerindeki kan lekesi çıkmayacak bir gömlek gibi.
...........................
Sayısız yanılsamaların öğretmiş olması gerekirken
Şu aciz parmaklarıma yokluğunu,
Hala alışamadım.
Gitmeleri anlatmaya çalıştığının farkındayım
İmkânsız aşkıma.
İnat ve isyanla inkâr ediyorum g/özümün gördüğü gerçeklerini.
........................
Boğazıma sevdan takılıyor her nefesinde sensizliğin,
Benliğimden beklenmeyecek bir yüzsüzlükle
Hala sen soluyorum yokluğunda.
Yarım kalan hiçbir hikâyenin
Devamının yazılamayacağını öğrendim artık.
Demiştim ya kendi hikâyemi yeniden yazabilseydim diye.
Başaramadım.
Ama çok sorguladım;
Ruhumun açlığından belki de
Her gördüğüm sevgi kırıntısına
Koşulsuz bir teslimiyetle sığınışım.
Yetiştirme yurtlarının
İstismar edilen kimsesiz çocukları gibi
Geceleri yastığıma sarılıp ağlamalarımsa
Hep aynı kandırılmışlığın farkındalığı.
Bundan sonra da______________
Dokunma sakın bir daha ruhuma;
Aciziyettir bunun adı.
Başka hiçbir halt değil.
Daha tüyleri bile tamamlanmamış yavrusunu
Yuvadan atan bir kuşun gaddarlığına eş değerdir.
Dokunma bedenime
Cehennem ateşi taşıyan o ucube parmaklarınla,
Zihnim yerle yeksan zaten
Her yaşanan gün de
Bir öncekinin iz düşüm noktası nasıl olsa.
Görmezden geldiğinden beri sana biriktirdiğim intiharları;
İsimsiz intikamlar doğuruyorum
Tanımadığım evlerin kapılarına bırakıp kaçtığım.
Hiç birini de bir daha aramıyorum.
Elimi daldırdığım su kana dönüşüyor.
Rivayete göre lanetlenmiş bedenim.
Gizlenebileceği bir sebep arıyorum bu depresif gülüşlerimin,
Bulamıyorum...
Git gide bir şeytana dönüşüyor suretim;
Önce avurtlarım çöküyor.
Ardından ateş topu oluyor gözlerim.
Kapısında seni bekliyorum
Bana yarattığın bu cehennemin.
6`Şubat`2009 Aydın...
Aylin Başdemir